12 Ekim 2013 Cumartesi

Yolluk


aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

Ülkü Tamer

14 Eylül 2013 Cumartesi

Boşlukta Sallanan Edebiyat

Ve madalyon yine, dönüyor, dönüyor, dönüyor...
Yüzünü bana döndüğünde her şey geçmiş olacak, her şey bitmiş, sona ermiş. Yüzünü bana döndüğünde geçmiş, sayfalarını açtım kitabın, gerçek, naif ve ...
Boşlukları doldurun lütfen.

"Artık kimseye âşık olamazmışım gibi geliyor," dedi Cemil.
Metin bunun kibirden başka bir şey olmadığını söyledi.
Cemil onlara Şeyda'yı anlattı. Berkan'dan, onun yazma çabasından söz etmişti ama Şeyda'nın adını hiç anmamıştı. Anlattı. "Bu kızla birlikte şunu anladım ki," dedi, "Ben doğru dürüst konuşamadığım, konuşmaktan tat almadığım birine âşık olamam. Konuşmak için de ortak bir dil, ortak bir duyarlılık gerekir değil mi? Ortak dili bulmanın zorluğundan söz ediyorum. Kibir değil bu!"
"Eyvallah," dedi Metin, son iki sevgilisi de kendisiyle aşağı yukarı aynı yaştaydı. "Seksenleri yaşamamış biri bizi nasıl anlayacak?" diye coşkuyla bağırdı. Sonra, "Gerçi bu da başka türlü bir kibir! Anlasa ne olacak, çok mu önemli insanlarız sanki..." dedi. Derin bir nefes alıp başını yıldızlarla dolu gökyüzüne kaldırdı. "Fakat birader insan kendini burada matah bir şey sanıyor ya, bir filmin başrol oyunucusu filan sanıyor."
İlhan kadehini Metin'e doğru uzattı. Sonra Cemil'e döndü. Biraz sakinleşmişti. "Konuşamadığın birine âşık olamayacağını söylemek bence bir gerçeğin üzerini örtmeye çalışmaktan başka bir şey değil," dedi. "Uyarsan huzurlu olacağın bir kural bulmaya çalışıyorsun sen."
Cemil sessiz kaldı. Bir kere de verecek cevabı olmasın, değil mi!
"Sen Ceren ile konuşabiliyor muydun?" diye sordu Metin. 
Kız İlhan'dan on altı yaş küçüktü.
"Ceren," dedi İlhan, "aynı Furuğ!"
Metin, "Fena çarpmış bu kız seni!" dedi.
"Kız, Furuğ'u biliyor mu?" diye sordu Cemil.
İlhan iki kez üzüntüyle başını salladı. İlki evet ikincisi hayır anlamında.
"Artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki bizim bildiğimiz şeyleri kimse bilmiyor," dedi Cemil; rakının da etkisiyle, kendisi dışında kimseyi beğenmeyen hele gençleri hiç beğenmeyen bir ihtiyar gibi konuşmuştu.
Furuğ o zaman söze karıştı: Sönmüş tüm bağlantı ışıkları. Sönmüş tüm bağlantı ışıkları.

Sinek Isırıklarının Müellifi / Barış Bıçakçı - Sayfa: 151 - 152

Yıllar sonra, tekrar merhaba...